Aşık Veysel’in kültürel mirası nesillere aktarılmaya devam ediyor
Anadolu âşıklık geleneğinin en değerli temsilcilerinden halk şairi Aşık Veysel’in vefatının 50. yıl dönümü, UNESCO tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri programına dahil edildi. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2023 yılının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ulusal ve uluslararası etkinliklerle “Âşık Veysel Yılı” olarak anılması kararlaştırıldı. Veysel, UNESCO üyesi 193 ülkede birçok etkinlikle anıldı. Ege Üniversitesi (AB) Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Folklor Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selami Fedakar, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Sanatçısı Öğr. Görmek. Süleyman Şenel ve Veysel’in torunu Nazender Süzer Gökçe, hayatı, eserleri ve dünya görüşü hakkında bilgiler verdi.
Aşık Veysel’i ve âşıklık geleneğini anlatan Prof. Dr. Selami Fedakar, “Aşıkların geleneğin kabulleri çerçevesinde başlayıp âşık olabilmeleri için usta-çırak ilişkisinde bir eğitim süreci gerekmektedir. Bu gelenek çerçevesinde tasavvuf düşüncesini, İslam tarihini, evliya efsanelerini, Türk kelam geleneğinde kullanılan motifleri öğreniyorlar. Dil, sanat ve anlatım açısından da kendilerini geliştiriyorlar. Ancak son zamanlarda usta çırak ilişkisi oldukça zayıflamış ve neredeyse yok olmaya başlamıştır.
Âşık Veysel’e bu açıdan baktığımızda usta-çırak ilişkisi içinde büyümediğini söylemek mümkün. Âşık Veysel’in sistemli bir usta-çırak eğitimi almamasına rağmen yetişmesinde iki ismin etkili olduğu bilinmektedir. Bunlar öncelikle Molla Hüseyin ve özellikle Camşıhlı Ali Ağa’dır. Onu saz çalmaya ilk teşvik eden bu ustalarla onu ilk tanıştıran kişinin de babası olduğunu da belirtelim. Veysel de birçok şairden etkilenmiş ve zamanla onların şiirlerini usta eseri olarak seslendirmeye başlamıştır. “Ayrıca Aşık Veysel’in bilinen bir çırağı yok ama kendisinden sonra gelen birçok sevgiliyi etkilemiştir” dedi.
“Aşk, dünyayı kalp gözünün süzgecinden görebilmektir.”
Prof., diğer halk şairleriyle Aşık Veysel arasındaki farkları ortaya koyuyor. Dr. Fedakar, “Her aşığı köklerinden, kültürel yapısından, dünya görüşünden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Bu âşıklar gibi Âşık Veysel’in de kökleri âşıklık geleneğinden beslenmiş, dünya görüşü yaşadığı toplumun dünya görüşüne göre şekillenmiştir. Ancak Âşık Veysel, bireysel yeteneği, toplum ve hayata bakış açısıyla diğer âşıklardan ayrılır. Aşk, dünyayı ve evreni kalp gözünün süzgecinden görmektir. “Aşık Veysel bunu başarabilen sevgililerimizden biridir” dedi.
Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldadım” ve “Doğadan Cümle Bedeninden” adlı eserlerine değinen Prof. diğerine göre ise dünya malına değer vermeyen bir gelenek, dünyayı iki kapılı bir han gibi görür.” Adeta onu nasıl gördüğünün bir özeti gibidir. Han nasıl geçici bir yer sayılıyorsa, aşıklar için de bu dünya, mal hırsına kapılmaya değmeyecek bir yerdir. ‘Bütün bedenler çamurdan yapılmıştır’ diyerek İslam anlayışında bütün insanların çamurdan yaratıldığını hatırlatıyor ve herkesin yaratılış itibarıyla eşit olduğunu söylüyor. “Veysel’in hayata bakışında kimsenin kimseye üstünlüğü olmadığı, dünyadaki tek gerçeğin ölüm olduğu, zamanın da geçeceği ve zamanın da geçeceği görüşü hakimdir” dedi.
“Gönül gözüyle gören halk şairi”
Aşık Veysel’in eserlerinde yararlandığı unsurlara değinen Öğr.Gör. Görmek. Süleyman Şenel, “Aşık Veysel eserlerinde kendi doğasından beslendi. İyi insanlar, güzel insanlar, birlik ve beraberlik duygusu onun eserlerinde her zaman görülmektedir. Sürekli okuldan bahsediyordu. Mesela Köy Enstitüsü gençliğini inceledi. Geleceği onlarla inşa etti ve onları gönül gözüyle gördü. Öğrencilerin geleceğe yapacakları katkıları gördü. Eğitime her zaman değer vermiştir. Ancak en önemlisi Atatürk, devrimlerini her zaman mümkün kılacak bazı simgeleri arkasında bırakmamıştır. “Aşık Veysel’in Atatürk sevgisi sadece cumhurbaşkanı sevgisi değil, Milli Mücadele’nin zor şartlar altında çıktığı toplumun arkasında var olma çabasının yarattığı bir sevgidir” dedi.
Öğretim Üyesi Bkz. Şenel, “Aşık Veysel, plaklarıyla, radyo programlarıyla, turneleriyle artık toplumda öne çıkan bir değer haline geldi. Aşık Veysel hiç unutulmayan bir hatıradır. Öğrendiği her şeyi aktardı. Mesela halk müziği yayıncılığının öncüsü Sadi Yaver Ataman’ın Aşık Veysel ile ilgili pek çok anısı vardır. “Halk müziği programlarında ilk yer alan isimlerden biri de Aşık Veysel’di” dedi.
“Onun varlığı kalbimi ısıttı”
Dedesi Aşık Veysel’in mütevazi kişiliğine ve çocuklara olan sevgisine vurgu yapan Nazender Süzer Gökçe, “Dedemin mütevazi duruşu, nazik ve şefkatli tavırları çok net hatırladığım şeydi. Nedenini bilmiyorum, ona bakmak bile kalbimi ısıttı ve kendimi güvende hissetmemi sağladı. Saçlarımı ve yanağımı okşaması beni inanılmaz mutlu ederdi. Benim için hayatımın en güzel yıllarıydı diyebilirim. Annem Menekşe Süzer’in anlattığına göre, çocuklarından biri hastalansa, ateşi olsa yanından ayrılmazdı. “Cebinde sürekli ilaç taşırdı, hasta çocuğa içirirdi, kendi eliyle soğuk uygulardı, çocuk rahatlayıp ateşi düşene kadar da yatmazdı” dedi.
2023 yılını Aşık Veysel Yılı ilan etmekten gurur duyduklarını belirten Gökçe, “2023, UNESCO tarafından Aşık Veysel Yılı ilan edildi. UNESCO üyesi 193 ülkede ve ülkede coşkuyla anıldı.
Paneller, konferanslar, resitaller, stantlar, şiir ve fotoğraf yarışmaları düzenlendi. Arkadaşları tarafından doyasıya anıldı ve genç kuşaklara anlatıldı. ‘Ben giderim, adım kalır, dostlarım beni hatırlasın’ derken, sevgili dedem büyük öngörüsüyle bu günleri görmüş ve bu dizeleri yazmış. Bu yılın anısına eşim Gazeteci ve Fotoğrafçı Gürsel Gökçe ile birlikte ‘Basında Aşık Veysel ve Ustaların Gözüyle’ kitabımızın Türkçe ve İngilizce baskısını yayımladık. Kitabımızı görme engelli dostlarımız için Braille alfabesine çevirerek 4 cilt, 780 sayfa kitap haline getirdik ve ‘Basında Aşık Veysel’ adıyla yayımladık. Eseri bir tiyatro sanatçısına okutup sesli kitap haline getirerek 25 bölümlük, 13 saatlik ses kaydına sahip bir sesli kitap oluşturduk. Görme engelli kütüphanelerine ulaştırdık. Aşık Veysel’in Braille alfabesine ve sesli kitaba çevrilen ilk eseridir. Tüm yayınlarımızı okuyucularımıza ücretsiz olarak ulaştırdık.
Dedemin bize bıraktığı kültürel mirası korumaya çalışıyoruz. “Gönül gözünün ışığında kalalım” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı